Ali Münşî
XVIII. yüzyılın tanınmış Osmanlı saray hekimlerinden.
İstanbul’da doğdu. Daha çok Bursa’da oturduğundan Bursalı Ali Efendi adıyla tanınmaktadır. Kaynaklarda biyografisine rastlanmayan Ali Münşî hakkında Sâlim, Tezkiresi’nde kısa bir bilgi vermektedir. Burada onun, Bursa’nın ilim adamları yetiştirmekle tanınan ailelerinden Menteşzâdeler’e mensup olduğu ve medrese tahsilinden sonra Bursa’daki Yıldırım Bayezid Dârüşşifası’nda Mevlevî hekimlerden Ömer Şifâî Dede’den tıp tahsil ettiği bildirilmektedir.
Bazı medreselerde müderrislik yaptıktan sonra İstanbul’da hekimlikteki maharetiyle kısa zamanda şöhret kazanarak saray hekimi oldu ve Galata Sarayı Hastalar Dairesi başhekimliğine getirildi. Doğu ve Batı dillerini de bilen Ali Münşî genç yaşta vefat etti.
F.N.Uzluk 1954 yılındaki bir yayınında, Müstakimzâde tarafından Üsküdar’da Himmet Dede Tekkesi civarında olduğu kaydedilen Ali Münşî’ye ait mezarı bulup tamir ettirdiğini zikretmektedir. Zeynep Kâmil Hastanesi karşısındaki küçük kabristanda bulunan bu mezar ve kitâbeli mezar taşı daha sonra hastanenin önündeki yolun genişletilmesi sırasında Karacaahmet Mezarlığı’na taşınmıştır. Mezar taşı kitâbesinden, ölüm tarihi ve saray hekimi oluşundan başka, filozof mizaçlı ve şair olduğu da anlaşılmaktadır. Bursa’da öldüğü ve üstadı Hekim Şifâî’nin kabri civarında gömülü bulunduğuna dair bazı kaynaklardaki (TA, II, 85) bilgiler yanlış olmalıdır.
Ali Münşî’nin İstanbul kütüphanelerinde telif ve tercüme birçok eseri vardır. Dârüssaâde ağası Beşir Ağa’ya ithafen dokuz bölüm halinde kaleme aldığı Cerrahnâme adlı eserin yazmaları Nuruosmaniye (nr. 3545) ve Süleymaniye (Hâlet Efendi, nr. 751) kütüphanelerindedir. Bu eserin şişlerden bahsedilen bölümünde Paracelsus’un adı da geçmektedir. Birleşik ilâçlara ait Bidâatü’l-mübtedî adlı eserini 1731 yılında kaleme alan Ali Efendi, bu eserinde alfabetik sıraya göre ilâçların terkip ve tariflerini de vermektedir (Süleymaniye Ktp., Hamidiye, nr. 1006; Nuruosmaniye, nr. 3465; Beyazıt Devlet Ktp., Veliyyüddin Efendi, nr. 2469). Eserin tıp tarihi bakımından önemli bir özelliği de maden sularının şifalı hassalarından bahsetmesidir. Ali Münşî, Alman hekimi Adrian von Mynsicht’in bir eserini Kitâb-ı Münsiht Tercümesi adıyla Türkçe’ye çevirmiştir (Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıp Tarihi ve Deontoloji Kürsüsü Kitaplığı, Y, 47; İÜ Ktp., TY, nr. 7055; TSMK, Hazine nr. 548). Ayrıca diğer bir Alman hekimi olan Michael Ettmüller’in ilâçlara dair Chemia experimentalis atque rationalis curiosa (Aussfeld 1684) adlı eserini de Kurâdatü’l-kimyâ adıyla tercüme etmiştir (İÜ Ktp., TY, nr. 4133). Ali Münşî’nin Risâle-i Pâdzehir adlı eserinden başka, Madagaskar ve Kunuri adaları halkının “Taverkaze”, Fransızlar’ın “Coco-de-mer” dedikleri, Latince ismi “Lodoicea seychellarum” olan “nârcîl-i bahrî” (deniz hindistancevizi) hakkında Risâle-i Fevâid-i Nârcîl-i Bahrî adında küçük bir eseri daha vardır. Bu risâlenin yazma bir nüshası, Ali Münşî’nin, kınakınanın (quinaquina) özelliklerine dair kaleme aldığı ve Sadrazam Hekimoğlu Ali Paşa’ya ithaf ettiği Tuhfe-i Aliyye adlı eseri ve ipecacuanha (özellikle amipli dizanteri tedavisinde kullanılan bir bitki) üzerine yazdığı diğer monografisi ile birlikte İstanbul’da Millet Kütüphanesi’nde kayıtlıdır (nr. 278). Tuhfe-i Aliyye’nin başka bir yazma nüshası ise Süleymaniye Kütüphanesi’nde bulunmaktadır (Esad Efendi, nr. 2483/1).
Ali Münşî İpecacuanha Risâlesi’nin ilk bölümünde, Güney Amerika’dan gelen ipecacuanhanın 1690’lı yıllarda hekim Helvetius tarafından Fransa’da hastanelerde tecrübe edilip tanıtılırken daha 1686’da İstanbul’da bilindiğinden bahsetmekte ve bu eserini 1733’te kaleme aldığını belirtmektedir. Buna göre risâlesini ölümünden kısa bir süre önce tamamlamış olmalıdır.
İstanbul’da doğdu. Daha çok Bursa’da oturduğundan Bursalı Ali Efendi adıyla tanınmaktadır. Kaynaklarda biyografisine rastlanmayan Ali Münşî hakkında Sâlim, Tezkiresi’nde kısa bir bilgi vermektedir. Burada onun, Bursa’nın ilim adamları yetiştirmekle tanınan ailelerinden Menteşzâdeler’e mensup olduğu ve medrese tahsilinden sonra Bursa’daki Yıldırım Bayezid Dârüşşifası’nda Mevlevî hekimlerden Ömer Şifâî Dede’den tıp tahsil ettiği bildirilmektedir.
Bazı medreselerde müderrislik yaptıktan sonra İstanbul’da hekimlikteki maharetiyle kısa zamanda şöhret kazanarak saray hekimi oldu ve Galata Sarayı Hastalar Dairesi başhekimliğine getirildi. Doğu ve Batı dillerini de bilen Ali Münşî genç yaşta vefat etti.
F.N.Uzluk 1954 yılındaki bir yayınında, Müstakimzâde tarafından Üsküdar’da Himmet Dede Tekkesi civarında olduğu kaydedilen Ali Münşî’ye ait mezarı bulup tamir ettirdiğini zikretmektedir. Zeynep Kâmil Hastanesi karşısındaki küçük kabristanda bulunan bu mezar ve kitâbeli mezar taşı daha sonra hastanenin önündeki yolun genişletilmesi sırasında Karacaahmet Mezarlığı’na taşınmıştır. Mezar taşı kitâbesinden, ölüm tarihi ve saray hekimi oluşundan başka, filozof mizaçlı ve şair olduğu da anlaşılmaktadır. Bursa’da öldüğü ve üstadı Hekim Şifâî’nin kabri civarında gömülü bulunduğuna dair bazı kaynaklardaki (TA, II, 85) bilgiler yanlış olmalıdır.
Ali Münşî’nin İstanbul kütüphanelerinde telif ve tercüme birçok eseri vardır. Dârüssaâde ağası Beşir Ağa’ya ithafen dokuz bölüm halinde kaleme aldığı Cerrahnâme adlı eserin yazmaları Nuruosmaniye (nr. 3545) ve Süleymaniye (Hâlet Efendi, nr. 751) kütüphanelerindedir. Bu eserin şişlerden bahsedilen bölümünde Paracelsus’un adı da geçmektedir. Birleşik ilâçlara ait Bidâatü’l-mübtedî adlı eserini 1731 yılında kaleme alan Ali Efendi, bu eserinde alfabetik sıraya göre ilâçların terkip ve tariflerini de vermektedir (Süleymaniye Ktp., Hamidiye, nr. 1006; Nuruosmaniye, nr. 3465; Beyazıt Devlet Ktp., Veliyyüddin Efendi, nr. 2469). Eserin tıp tarihi bakımından önemli bir özelliği de maden sularının şifalı hassalarından bahsetmesidir. Ali Münşî, Alman hekimi Adrian von Mynsicht’in bir eserini Kitâb-ı Münsiht Tercümesi adıyla Türkçe’ye çevirmiştir (Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıp Tarihi ve Deontoloji Kürsüsü Kitaplığı, Y, 47; İÜ Ktp., TY, nr. 7055; TSMK, Hazine nr. 548). Ayrıca diğer bir Alman hekimi olan Michael Ettmüller’in ilâçlara dair Chemia experimentalis atque rationalis curiosa (Aussfeld 1684) adlı eserini de Kurâdatü’l-kimyâ adıyla tercüme etmiştir (İÜ Ktp., TY, nr. 4133). Ali Münşî’nin Risâle-i Pâdzehir adlı eserinden başka, Madagaskar ve Kunuri adaları halkının “Taverkaze”, Fransızlar’ın “Coco-de-mer” dedikleri, Latince ismi “Lodoicea seychellarum” olan “nârcîl-i bahrî” (deniz hindistancevizi) hakkında Risâle-i Fevâid-i Nârcîl-i Bahrî adında küçük bir eseri daha vardır. Bu risâlenin yazma bir nüshası, Ali Münşî’nin, kınakınanın (quinaquina) özelliklerine dair kaleme aldığı ve Sadrazam Hekimoğlu Ali Paşa’ya ithaf ettiği Tuhfe-i Aliyye adlı eseri ve ipecacuanha (özellikle amipli dizanteri tedavisinde kullanılan bir bitki) üzerine yazdığı diğer monografisi ile birlikte İstanbul’da Millet Kütüphanesi’nde kayıtlıdır (nr. 278). Tuhfe-i Aliyye’nin başka bir yazma nüshası ise Süleymaniye Kütüphanesi’nde bulunmaktadır (Esad Efendi, nr. 2483/1).
Ali Münşî İpecacuanha Risâlesi’nin ilk bölümünde, Güney Amerika’dan gelen ipecacuanhanın 1690’lı yıllarda hekim Helvetius tarafından Fransa’da hastanelerde tecrübe edilip tanıtılırken daha 1686’da İstanbul’da bilindiğinden bahsetmekte ve bu eserini 1733’te kaleme aldığını belirtmektedir. Buna göre risâlesini ölümünden kısa bir süre önce tamamlamış olmalıdır.
Müslüman Bilim Adamları
- ABBAS b. FİRNÂS
- ABDURRAHMAN es-SÛFÎ
- Abdus Salam
- ABDÜLAZİZ EFENDİ, Hekimbaşı
- ABDÜLHAMÎD b. VÂSİ‘ b. TÜRK
- Ahmed b. Musa
- ALİ b. ÎSÂ el-KEHHÂL
- ALİ b. ÎSÂ el-USTURLÂBÎ
- Ali b. Rıdvan
- Ali Kuşçu
- Ali Münşî
- Aydınlı Hacı Paşa
- Battanî
- Behmenyâr
- Belazüri
- BELHÎ, Ali b. Ahmed
- Bîrûnî
- Buhari
- Bursalı Kadızade Rumi
- Câbir b. Hayyân
- Ebu el-Fida
- Ebu Hanife Dineveri
- ebu Ubeyd el Bekrî
- EBÜ’l-VEFÂ el-BÛZCÂNÎ
- Fadlan
- FERGĀNÎ
- Gelenbevi İsmail Efendi
- Gerdîzî
- Gıyaseddin Cemşid (Kaşi)
- Harezmi