Fergâni

Fergânî kimdir? Hayatı ve eserleri hakkında bilgi: Ebü’l-Abbâs Ahmed b. Muhammed b. Kesîr el-Fergânî (ö.247/861’den sonra) Abbâsîler döneminin önde gelen matematikçi ve astronomlarından. Hayatı hakkında yeterli bilgi yoktur, Fergana’da doğduğu sanılmaktadır. Klasik kaynaklar isim zincirini farklı biçimlerde verirler. Meselâ İbnü’n-Nedîm sadece Muhammed b. Kesîr (el-Fihrist, s. 389), İbn Ebû Usaybia da Ahmed b. Kesîr (‘Uyûnü’l-enbâ’, s. 287) derken İbnü’l-Kıftî, Ahmed b. Muhammed b. Kesîr ve Muhammed b. Kesîr şeklinde baba ile oğul olmak üzere iki ayrı kişiden söz eder (İhbârü’l-’ulemâ’, s. 56, 188). Batı’da ise Alfraganus diye tanınmaktadır. Halife Me’mûn, Mu’tasım-Billâh, Vâsik-Billâh ve Mütevekkil-Alellah dönemlerinde devrin önde gelen astronom ve matematikçileri arasında yer alan Fergânî’nin devlet hizmetinde mühendis olarak da çalıştığı anlaşılmaktadır. Nitekim Halife Mütevekkil’in emriyle Fustat’ta (eski Kahire) Nil’in su seviyesini tesbit için inşa edilen el-Mikyâsü’l-cedîd’in (el-Mikyâsül-kebîr) yapımı onun sorumluluğuna verilmiştir. İbn Hallikân bu olaydan söz ederken adını Ahmed b. Muhammed el-Karsânî şeklinde verir (Vefeyât, III, 112). “Fergânî” kelimesi bu metinde hiç şüphesiz ki bir istinsah hatası sonucu “Karsânî” haline dönüşmüştür.

İbn Ebû Usaybia’ya göre Fergânî bilgisine oranla fazla başarılı değildir ve başladığı hiçbir işi sonuçlandıramamıştır (‘Uyûnü’l-enbâ’, s. 286). Ancak burada, Fergânî’nin asıl mesleğinin mühendislik olmadığı ve bu yüzden teorik alandaki bilgilerini pratiğe geçirmekte başarısız kaldığı söylenebilir. Nitekim İbn Ebû Usaybia’nın anlattığı aşağıdaki olay bu hususu doğrular niteliktedir. Rivayete göre Halife Mütevekkil, Sâmerrâ yakınında Dicle üzerinde inşa ettirdiği ve kendi adını verdiği Ca’feriye şehrinin ortasından geçecek bir kanalın yapım işini Benî Şâkir diye bilinen Muhammed ve Ahmed isimli mühendis kardeşlere havale eder. Bu iki kardeş, meslekî kıskançlık yüzünden dönemin en ünlü mühendisi olan Sind b. Ali’yi Bağdat’a göndermek suretiyle Sâmerrâ’dan uzaklaştırırlar ve projeyi gerçekleştirme işini Fergânî’ye verirler. Fakat Fergânî’nin yaptığı büyük bir hesap hatası sonucu kanalın başlangıcının diğer kısımlardan daha derin inşa edildiği ve suyun ancak nehrin yükseldiği mevsimde dört ay süreyle akabileceği anlaşılır. Projenin gerçekleşmesi için hiçbir harcamadan kaçınmayan halife durumu öğrenince iki kardeşe çok kızar ve Sind b. Ali’yi Bağdat’tan getirterek kanalın durumu hakkında kendisinden rapor ister. Sind b. Ali, mühendis kardeşlerin hayatını kurtarmak için her türlü riski göze alarak projede herhangi bir hesap hatası bulunmadığına dair rapor verir. İlkbaharla birlikte nehir yükselince normal olarak kanaldan sular akar ve suların çekildiği mevsimde durum ortaya çıkmadan önce de halife öldürüldüğü için olay kapanır (a.g.e., s. 286-287). Aynı olayı anlatan Ya’kūbî ise Fergânî’nin başarısızlığının hesap hatasından değil zeminin taşlık ve sert olmasından kaynaklandığını söyler ki bu durum daha mâkul gözükmektedir (Kitâbü’-Büldân, s. 40).

Fergânî’nin ölüm tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte Mikyâsü’n-Nîl’in yapımı 247 (861) yılında tamamlandığına göre bu tarihten sonra vefat etmiş olmalıdır.

Eserleri

Cevâmi’u ‘ilmi’n-nücûm ve usûlü’l-harekâti’s-semâviyye. Fergânî’yi İslâm dünyasından çok Batı dünyasında üne kavuşturan bu kitap, Batlamyus’un el-Mecistî adlı eserinin bir özeti mahiyetinde olmakla birlikte gerek birinci ve ikinci fasıllarında takvimlerle tarihler hakkında verdiği bilgiler, gerekse Batlamyus’a karşı ortaya koyduğu bazı itirazlar bakımından ayrı bir öneme sahiptir. Daha önce birçok müslüman astronomun kitapları Latince’ye tercüme edildiği halde hiçbiri Batı astronomları üzerinde Cevâmi’ kadar etkili olmamıştır. Bunun başlıca sebebi, şüphesiz eserin muhtevası gibi sistematiğinin ve üslûbunun da mükemmelliğidir. Otuz fasıldan oluşan Cevâmi’i İbnü’n-Nedîm Kitâbü’l-Fusûl ihtiyârü’l-Mecistî adıyla verir. İbnü’l-Kıftî ise yukarıda belirtildiği gibi Ahmed b. Muhammed b. Kesîr ile Muhammed b. Kesîr’in iki ayrı kişi olduğunu sanarak eseri el-Medhal ilâ ‘ilmi hey’eti’l-eflâk ve harekâti’n-nücûm adıyla Ahmed Fergânî’ye, Kitâbü’l-Fusûl ve Kitâbü İhtisâri’l-Mecistî adlarıyla da iki ayrı eser halinde Muhammed Fergânî’ye nisbet eder. Bu durum Cevâmî’in literatüre çok farklı isimlerle geçtiğini göstermektedir. Nitekim Jacobus Golius tarafından 1669’da Amsterdam’da yeni bir Latince tercümesiyle birlikte yayımlanan Arapça metnin dış sayfasında Kitâb fi’l-harekâti’s-semâviyye ve cevâmi’u ‘ilmi’n-nücûm, iç sayfasında ise Kitâb fî usûli ‘ilmi’n-nücûm adının verildiği görülmektedir. Eser Batı dünyasında kısaca Elementa astronomica ismiyle bilinmektedir. Cevâmi’in çeşitli bölümlerinde Arap, Suriye, Roma, İran ve Mısır takvimleri; dünyanın uzaydaki konumu ve hareketleri, ekliptik eğilim; meşhur ülke ve şehirler; yeryüzü ölçümleri, güneş, ay, yıldızlar ve gezegenlerin konumu ve hareketleri; yıldızların ve ayın durumları; ayın safhaları; güneş ve ay tutulması gibi çeşitli konular ele alınmıştır. Tamamen tasvirî ve matematik dışı olan Batlamyus astronomisinin kapsamlı bir dökümünü veren Cevâmi’ iyi bir sistematiğe sahiptir. Ancak Batı’daki tercümelerinin ilk baskılarında bazı rakamsal değer farkları mevcuttur. Cevâmi’in Latince’ye, biri 1134’te İspanyalı Johannes (Johannes Hispalensis), diğeri 1175’te Cremonalı Gerard (Gherardo Cremonese) tarafından olmak üzere iki ayrı tercümesi yapıldı ve bunların ilki üç defa (Ferrara 1493; Nürnberg 1537; Paris 1546), ikincisi bir defa (Città di Castello 1910) basıldı. Ayrıca eser XIII. yüzyılın ortalarında J. Anatoli tarafından İbrânîce’ye çevrildi. Jacob Cristmann bu tercüme ile İspanyalı Johannes’in Latince tercümesini birleştirerek 1590’da Frankfurt’ta yayımlarken Jacobus Golius eseri yeniden Latince’ye çevirip Arapça metniyle birlikte yayımlamıştır. Son olarak da Fuat Sezgin J. Golius’un yayımından bir tıpkıbasım gerçekleştirmiştir (Frankfurt 1986). Fergânî’nin kitabının Ortaçağ Avrupası’nda astronomi ilminin gelişmesine ne ölçüde tesir ettiğini anlayabilmek için onun kütüphanelerdeki Latince yazmalarının bolluğuna dikkat etmek ve Pierre Duhen in Le Système du monde adlı eserinin III. ve IV. ciltlerine göz atmak yeterlidir. Hiç şüphesiz Cevâmi’, XII. yüzyıldan itibaren XV. yüzyılın sonlarına kadar Avrupa’da astronomi alanındaki çalışmalar için vazgeçilmez bir kaynak olmuş ve özellikle Batlamyus’un astronomik sistemi onun vasıtasıyla yayılmıştır. Meselâ XIII. yüzyılda Paris peripatetik ekolünün ünlü bilginlerinden olan Robert Grosseteste’nin Summa philosophiae adlı eserinde Batlamyus’a yapılan atıflar bütünüyle Cevaâmi’den aktarılmıştır. Aynı şekilde XIII ve XIV. yüzyıllarda İtalyan astronomlarının temel kaynağı yine Fergânî’nin eseridir ve meselâ Ristoro d’Arezzo’nun, Batlamyus’un kitabını tanımadığı halde Della composizione del mondo adlı çalışmasında ona yaptığı göndermeler de tamamen Cevâmi’a dayanmaktadır; Dante’nin Convivio’da açıkladığı astronomiyle ilgili düşüncelerinin kaynağı da yine bu eserdir. Batı’da bu kadar etkili olmasına karşılık İslâm dünyasında Cevâmi’ ile pek ilgilenilmemiş ve üzerinde fazlaca bir çalışma yapılmamıştır. Eserin sadece Ebü’s-Sakr el-Kabîsî (ö. 356/967 [?]) tarafından yazılan bir tek şerhi bilinmektedir (Süleymaniye Ktp., Ayasofya, nr. 4832/19).
el-Kâmil fî san’ati’l-usturlâb. Geometri, yıldız hesapları, usturlap ve matematik teorilerinden bahseder. Çeşitli yazma nüshaları mevcuttur (Sezgin, V, 260; VI, 151).
‘İlelü Zîci’l-Hârizmî. Bugün elde bulunmayan kitapta Fergânî’nin Hârizmî’nin hesaplarını açıkladığı bilinmektedir; Bîrûnî bu eserden faydalandığını belirtir. Fergânî’nin bunlardan başka Cedvelü’l-Ferġânî, ‘Amelü’l-ruhâmât, ‘İlmü’l-hey’e gibi eserleri de kaleme aldığı kaydedilmektedir.

Mahmut Kaya – Sâmî Şelhub

Kaynak: T.D.V. İslam Ansiklopedisi, 2009, 37. Cilt.



FERGÂNÎ KİMDİR? HAYATI VE ESERLERİ

Dokuzuncu yüzyılda yetişmiş, ekliptik meyli ilk defâ tesbit eden büyük Müslüman astronomi ve matematik âlimi. İsmi Ahmed bin Muhammed bin Kesîr el-Fergânî olup, künyesi Ebü’l-Abbâs’tır. Batı bilim dünyâsında Alfraganus adıyla tanınır. Fergana’da bulunan ünlü bir Türk âilesine mensuptur. Dokuzuncu asır başlarında dünyâya geldiği, 861 senesinde hayâtta olduğu ve bu târihten kısa bir süre sonra öldüğü kabul edilmektedir.

İlim tahsilini, zamânın kültür merkezi olan Fergana’da yaptı. Sonra o devirde İslâm âleminin devlet ve ilim merkezi olan Bağdat’a gitti. Kısa sürede kendisini tanıtan Fergânî, astronomi ve matematik konusunda kendisini kabul ettirdi. Abbâsî halîfeleri Me’mun, El-Mu’tasım, El-Vâsık ve El-Mütevekkil devirlerinde önemli ilmî araştırmalar yaptı ve birçok eser yazdı. Halîfe Mütevekkil, konusunda söz sâhibi olan Fergânî’yi 861 senesinde, Nil kıyısında yapılan ölçüm işlerine nezâret etmesi için Mısır’a gönderdi.

Fergânî, astronomi, matematik, coğrafya ve mekanik sâhalarda çalışmalar yaptı. Bunlar arasında, astronomiye daha çok ağırlık verdi. İlmî çalışmalarında deneye dayanan inceleme ve araştırmalar yaptı. Gök cisimlerinin hareketleriyle uğraştı. Kur’ân-ı kerîmin ve aklın prensiplerine uygun olmayan Batlemyüscü astronomiyi ilk defâ tenkid edenler arasında yer aldı. Gök cisimlerinin, Batlemyüs ve izindekilerinin iddiâ ettiği gibi akıl dışı bâzı rûhî cisimler olduğunu kabul etmedi. Onların aklî, katı, homosentrik ve eksantrik dâireler şeklinde hareketlere sâhib olduklarını ispatladı. Kâinâtın ve gezegenlerin hacim ve büyüklükleri ile birbirlerine uzaklıklarını inceledi. Yaptığı hesaplamalar, Kopernik’e kadar batı astronomisinde değişmez ölçüler olarak kabul edilerek asırlarca kullanıldı. Fergânî, güneşin yarıçapının uzunluğunun 3250 Arap mili olduğunu söyledi. Bu 6.410.000 metre ve 3990 İngiliz miline eşittir.

Fergânî, güneşin de kendine göre hareketli olduğunu, ilim târihinde ilk defâ keşfeden âlimdir. Kendi devrine kadar gök cisimlerinin hareketi biliniyordu.Ancak güneşin de bir yörüngesi bulunduğunu, kendi etrâfında batıdan doğuya doğru döndüğünü ilk defâ Fergânî tesbit etti.Ayrıca 41 sene devâm eden astronomi incelemelerinde enlemler arasındaki mesâfeyi de hesapladı.

Fergânî, güneş tutulmasını önceden tesbit eden bir usûl de buldu. Bu usûlle 842 senesinde bir güneş tutulması olacağını önceden tesbit etti ve o gün bu konuda rasatlarda bulunup incelemeler yaptı. Dünyânın yuvarlak olduğu konusunda yeni deliller gösterdi.

Ahmet Fergânî, zamânında İslâm âleminde hâsib, yâni matematikçi olarak da tanınmıştı. Bilindiği gibi astronomi çalışmaları matematiğe dayanmaktadır. Eserlerinden, bu alanda da söz sâhibi olduğu görülmektedir. Fergânî’nin derin bilgiye sâhib olduğu diğer bir sâha da coğrafyadır. Matematikî coğrafya alanında çalışmalar yaptı. Bu sâha o devirde astronominin bir dalı sayılıyordu. Fizik ve mekanik konusunda da Fergânî’nin çalışmaları vardır.Çizimini kendi hazırladığı ve yapımına nezâret ettiği Nil Nehri sularının hızını ve seviyesini ölçen Mikyâs-ül-Cedîd adlı bir âlet yaptı.

Ahmed Fergânî, halîfe El-Me’mûn’dan başlıyarak El-Mütevekkil zamânına kadar El-Cezîre’de yaptığı araştırmalar, yazdığı eserler ve bulduğu ölçüm âletleriyle zamânın önde gelen âlimleri arasında yer aldı. Onun astronomi, matematik, coğrafya ve mekanik sâhasındaki çalışmaları bu ilim dallarının gelişmesine önemli ölçüde yardımcı oldu. Onların temellerini güçlendirdi ve yeni gelişmelere yol açtı. Daha sonraki devirlerde aynı konularla ilgilenen âlimler, Fergânî’nin eserlerinden istifâde ettiler. Fergânî’nin tesirleri o devirdeki bütün Türkistanlı âlimlerin üzerinde görülmektedir.