Thomas Young

Şimdi İngiltere'ye dönüyoruz. Religious Society of Friends üyeleri, yani Quaker'lar birbirlerine bağlılıklarıyla saygı uyandıran ışadamlarıydı. Farklı giyiniyorlar, yemin etmiyorlardı ve on sekizinci yüzyıl İngiltere'sinde birçok seçkin kişiyi bilime kazandırmışlardı. Daha önce adı geçen Thomas Young bu seçkin kişilerden biriydi. Bilime olan sınırlı etkisi kişiliğinin, seçtiği zayıf iletişim biçiminin ve sık sık iş değiştirmesinin sonucuydu. Düzensiz, genellikle de muğlak ve isabetsiz yayımlar yapıyordu. İyi kaleme alınmamış yazılarındaki matematik yetersizdi. Birçok iyi ve hatta harika fikri olan kibar bir bilimciydi. İleri sürdüğü fikirlerin diğerleri tarafından tamamlandığını ve bu kişilerin itibar kazandıklarını, üne kavuştuklarını gördü. Keskin önerilerde bulunuyor ama onları geliştirmeyi başkalarına bırakıyordu. Young'ın fikirlerinden oldukça etkilenmiş Alman bilimci Helmholtz şöyle der:

Thomas Young gelmiş geçmiş en ileri görüşlü kişiydi ama bilgelikte çağdaşlarından büyük ölçüde üstün olması onun talihsizliğiydi. Ona şaşkınlık içinde bakıyor, aklının cüretkâr uçuşlarını her zaman takip edemiyorlardı. Onun için de en önemli fikirleri Royal Society of London'ın büyük ciltli kitaplarında gömülü kaldı ve unutuldu. Gelecek nesiller Young'ın çıkarımlarının gücüne ve doğruluğuna inanarak keşiflerini gecikmiş de olsa geliştirene kadar fikirleri orada gömülü kalacaktır.

Thomas Young Biyografisi

Thomas Young 13 Haziran 1773'te Somerset'te, Taunton yakınlarındaki Milverton kasabasında doğdu. Aynı adı taşıyan babası, kumaş tüccarı, banker ve arazi sahibiydi. Kendisi ve karısı Sarah (kızlık soyadı Davis) Quaker'di. Dokuz kişilik ailede Thomas en büyük erkek çocuktu. Belki de ailedeki nüfusun çokluğundan dolayı Thomas yedi yaşına kadar klasik edebiyat ve sanat tutkunu olan dedesi Minehead'li Robert Davis'in yanında yaşadı.

Thomas vaktinden önce gelişmiş bir çocuktu. Özellikle dile yönelik fevkalade bir hafızası vardı. İki yaşındayken okumaya başlamıştı. Bristol'da ilk gittiği okul yatılıydı ve ona öğretecek bir şeyleri yoktu. Milverton'da geçirdiği bir yıldan sonra komşularından ödünç aldığı bilimsel kitapları okumuş, Dorset, Compton'daki bir okula gitmişti. Burada kendisine sadece klasikler, matematik ve doğa felsefesi değil pratik beceriler de öğretildi. Çocuk dâhilerin genellikle dil, matematik veya müzikte ustalaşma eğilimleri vardır.

Young on üç yaşında okuldan ayrılarak Milverton'a döner ve burada İbranice ve Süryanice dahil çeşitli Yakındoğu dilleri öğrenir. Ayrıca optik aletler de yapar ve çok geçmeden Nevvton'un Opticks ve Principia'sına hâkim olduğu söylenir. 1787'de sadece on dört yaşındayken Quaker banker David Barclay'in torunu Hudson Gurney'in yanına gider. Özel ders alarak eğitim gören Gurney'in derslerinde arkadaşlık etmesi beklenirken Young, bu genç adamın özel öğretmeni gibi olur. Gurney ve Young hayatları boyunca arkadaş kaldılar; Hudson Gurney çok tanınan bir antikacı, yazar ve politikacı oldu.

Barclay genellikle yılın önemli bir kısmını Hertfordshire, Ware yakınlarındaki sayfiye evinde geçirirken kışın, dört ay boyunca Londra'da ikamet ediyordu. Thomas Young Barclay'lerde kaldığı beş yılın bir kısmını konuşmalara katılabildiği ve kütüphanelere gidebildiği Londra'da geçirdi. Londra'da geçirdiği bu dönemlerin birinde tıp dünyasının önemli isimlerinden büyük dayısı Richard Brocklesby'le karşılaştı. Brocklesby, College of Physicians ve Royal Society üyesiydi. Müziğin tedavi edici özelliği ile ilgili yazılar yazmış, askeri hijyenle ilgili bilimsel bir inceleme yayımlamıştı. Brocklesby, parlak genç akrabasının başarılarından çok etkilenmişti.

Young, Barclay ailesiyle geçirdiği dönemin hemen hemen ortalarında, 1789'da verem şüphesiyle hastaneye kaldırıldı. Brocklesby, Young'ı iyileştirmeyi başardı ve kendisine daha iyi bakmasını salık verdi. Young, Brocklesby'lerin Londra'daki malikânesinde dönemin edebiyat dünyasının birçok ileri geleniyle tanıştı. Young'ın klasik alandaki bilgileri onları çok etkiledi. Büyük dayısının önerisiyle, mezun olduğunda dayısının yerini almak üzere tıp eğitimi görmeye başladı. 1793'te St. Bartholomew's Hastanesi'ne girdi, bir yıl sonra gözün uzak ve yakındaki cisimlere uyum sağlamasına yarayan kirpiksi kasların hareketi üzerine yazdığı teziyle Royal Society'ye seçildi. Yaşama dair engin tecrübeye sahip Richmond dükü, sağlık danışmanı Brocklesby'e şöyle demişti:

Bay Young'ı tanımaktan çok memnun kaldık. Bu kadar cana yakın ve dikkat çekici genç birini hiç tanımadım. Daha şimdiden birçok konuda bilgisi var ve daha da fazla bilgiye sahip olmak için gayret gösteriyor. Bu konulan hernangi duygusal bir eğilim göstermeden öğrenmeye çalışıyor. Young kibirsiz, çok keyifli ve uyumlu biri; kıyafetinin tuhaflığına rağmen ûuaker'cılık hakkında makul konuşmasından dolayı hiç kimse değişmesini istemiyor.

Ordonat komutanı olan dük, genç adamın özel sekreteri olmasını istiyordu ama Young annesine yazdığı mektupta konuyu şöyle değerlendiriyordu:

Kısa bir süre önce benim koşullarımdaki bir genç adamın arzu edeceği politik hayata çok onur verici ve olumlu bir şekilde girmemi sağlayacak bir teklifi geri çevirdim. Yılda 200 Sterlin kazanç sağlayabileceğim ve kısa zamanda çok daha kazançlı konumlar elde edebileceğim bir şekilde, dükün sekreteri olarak çalışabilirdim. Kütüphane, laboratuvar ve felsefi düzenekleri kullanabileceğim, çalışmak için yeterli zamana sahip olacağım çok makbul bir ailede yer alabilecektim. Bu teklifi reddetmemin birincil sebebinin So-ciety'ye olan bağlılığım olduğunu söylemekten utanmıyorum. Quaker'lar pasifist olduğu için Young teklifi askeri bağlantısından dolayı reddetmiş de olabilirdi.

Mezarlıklardan çok fazla ceset çalınmasına rağmen Edinburgh, o dönemde Avrupa'da tıp öğrenimi açısından saygın bir yere sahipti. Young, ertesi yılı İskoç başkentinde tıp eğitiminin yanı sıra model diller eğitimi alarak geçirdi. Edinburgh'ta tipik bir Quaker gibi davranmıyordu. İnsanların arasına karışıyordu. Flüt çalmayı öğrenmişti, şarkı söylüyor ve dans ediyordu. Bir sonraki akademik yılı Göttingen'de geçirmeye karar verdiğinde İskoçya'dan, hâlâ büyük bir macera sayılacak iddialı bir Kuzey İskoçya gezisi yaptıktan sonra ayrıldı.

Oxford ve Cambridge üniversiteleri model alınarak Büyük Britanya Kralı ve aynı zamanda Hannover Elektör'ü olan II. George tarafından yaptırılan Universitât Göttingen 1727 yılında kurulmuştu. Georg-August adıyla bilinen bu yeni kurum tüm Almanya'dan ve Avrupa'nın her tarafından öğrencilerin ilgisini çekmişti. Çok daha fazla bağış almasına ve daha özerk olmasına rağmen birçok konuda dönemin tipik bir Alman üniversitesinden farksızdı. Yazar Heinrich Heine'e göre, "Göttingen, üniversitesi ve sosi-siyle ünlüdür. Sakinleri dört sınıfa ayrılır: Öğrenciler, profesörler, eğitimsizler ve sığırlar".

Young, Göttingen'in mükemmel kütüphanesini ve diğer olanaklarını verimli bir şekilde kullandı. Profesörlerin öğrencileri evlerinde ağırlayıp sokakta gördüklerinde tamamen görmezlikten gelmeleri onu çok şaşırttı. Young durumu şöyle değerlendirdi: "Buradaki bilimin üstün bir yanı var. Burada her iki ülkenin dc doktrinleri iyi bilinirken, İngilizler kendi ülkelerinin düşüncelerinin dışında başka bir fikre kulak vermiyor." Tıp öğrenimine ek olarak, binicilik de öğrenmiş, müziğe ve diğer sanat dallarına da oldukça ilgi göstermişti. Yıl sonunda Georg-August'tan De corporis humani virıbus conservatricibus başlıklı teziyle tıp doktorluğu, cerrahlık ve ebelik diploması alarak mezun oldu. Yolun büyük kısmını yürüyerek Dresden'e gitti ve burada kaldığı bir ay boyunca sanat koleksiyonlarını inceledi. Young, Berlin ve Hamburg üzerinden Londra'ya döndüğünde artık oldukça başarılı ve eğitimli genç bir adamdı. "Dili doğru kullanıyor ve hızlı konuşuyor... Kesinlikle hakikatleri dile getiriyor ve hiçbir şekilde abartıdan hoşlanmıyor. Sosyeteye mensup kişilerle karşılıklı ziyaretler yapıyor. Her zaman dans etmeye ve şarkı söylemeye ya da partiyi ilginç kılacak ve hareketlendirecek her türlü eğlenceye hazır."

Young 1797'de Brocklesby'nin tavsiyesiyle Cambridge'de Emmanuel College'a girmişti. Buradaki statüsü gereği iki yıl boyunca diğer öğrencilerden ziyade öğretim üyeleriyle birlikte yemek yeme hakkına sahipti. College of Physicians tarafından tıp eğitiminde gerçekleştirilen yeni düzenlemelere takılmıştı. Önceden bir tıp doktorunun iki yıllık üniversite eğitimi alması yeterliyken şimdi ise bu iki yılın mutlaka aynı üniversitede olması gerekiyordu. Young bu durumda ikinci yılı okumak için Edinburgh'a dönebilirdi ki bu, profesyonel açıdan çok daha iyi bir alternatifti. Böylece, dini bağlılık yemini etmesi gerekmeyecekti. Quaker olduğu için dini yemin etmekten muaf tutuldu. Böyle bir uygulama ilk defa oluyordu. Teknik açıdan öğrenci olan Young, üniversitenin daha seçkin üst düzey üyelerinin Göttingen'dekiler kadar ilgisiz olduklarını fark etti. Ancak daha genç üyeler arasında arkadaşları oldu ve onların arasında "Olağanüstü Young" olarak biliniyordu. Özellikle ses ve ışık üzerine deneylerle meşgul olduğu için çok nadir kütüphaneye gidiyordu. Hatta girişim olgusu üzerine yaptığı çalışmanın sonuçlarını Royal Society'ye bildirdi. Bilim çevresinden bir arkadaşına yazdığı mektupta neler yaptığını anlatıyordu:

Yabancı matematikçilerin kırk yıl içinde bu bilimlerin yüksek dallarında ingilizleri geçtiğini görmekten utanıyorum. Euler, Bernoulli ve d'Alembert bizim bu ülkede aklımıza gelmeyen problemlere çözüm bulmuşlar. Titreşen tellerin şekli, flüt benzeri müzik aletlerinden çıkan ses ve benzeri konuları özellikle gözlemleme fırsatım oldu ve bu arada tamamıyla yeni fikirler bulduğumu sandım. Ancak bu fikirlerin 1753 ve 1762 yıllarında Daniel Bernoulli tarafından öngörüldüğünü öğrenmekten mutlu oldum. Akort devri, senkronize armoninin biçimlenmesi, havadaki seslerin birleşmesi, ritim olgusu gibi daha birçok ayrıntı var ve bu konulara ışık tutabileceğim için gururlanıyorum.

Hâlihazırda ses gibi ışığın da dalga hareketi yaptığı konusunda Hooke ve Huygens'i takip etmeye başlamıştı. Cambridge'e gitmesinden kısa bir süre sonra büyük dayısı ölen Young'a 10.000 Sterlin, Londra'da büyük bir ev, bir kütüphane ve sanat eserleri kalmıştı. Young velinimetinin muayenehanesini devralmadan önce Londra hastanelerinde daha fazla tecrübe edinmek istedi. Sonrasında Welbeck Street'de kendine yeni bir yer açtı. Yazınsal anlamda bilime katkı sunmaya devam ederken hastalarını göz ardı ediyor gibi görünmekten kaçınmak için bu katkılarını isimsiz olarak yayımlıyordu.

Young bildiğimiz gibi 1800 yılında Royal Institution^ doğa felsefesi profesörü olarak atandı. Aynı zamanda enstitü yayınlarının editörlüğünü yapıyordu ve binanın da müdürüydü, halktan dinleyiciler karşısında başarılı bir konuşmacı değildi. Engin bilgisini paylaşıyordu ancak çok didaktik ve ağdalı bir konuşma tarzı vardı. Arkadaşlarının, profesörlükle ilgili sorumluluklarının tıbbi çalışmalarını çok engellediğini söylemeleri üzerine iki yıl sonra profesörlük görevinden istifa ederek kendini tamamen tıbba verdi. 1802 yılında Royal Society'nin sekreteri olarak atandı, iki yıl sonra da kurumun dış işler sekreteri oldu ve hayatının sonuna kadar bu görevde kaldı. 1804 yılında otuz yaşındayken Eliza Maxwell adında İskoç aristokrasisi ile bağlantısı olan "çok genç" bir hanımla evlendi.

Young 1803 yılında Cambridge'den lisans, beş yıl sonra da lisansüstü diploması aldı. 1809'da College of Physicians üyesi seçildi, 1813 ve 1823'te denetleyici oldu. 1822 ile 1823'te Croone konuşmacısı* olarak ödüllendirildi. 1809 ve 1810 kış aylarında Middlesex Hastanesi'nde bir dizi ders verdi. Ancak öğrenciler karşısında yine başarısız olmuştu. 1811 'de saygın St Georges Hastanesi'ne doktor olarak atandı ve ölene kadar hu görevde kaldı. Serbest hekim olarak elde edeceği başarıdan kaçınarak 1814'te emekli oldu. Bu, sadece tıbbi araştırmalar açısından heyecan verici bir dönem değil aynı zamanda tıbbi çalışmaların modernleştiği bir zamandı. Belki de Young zamanının ilersindeydi.

Meslek hayatında yaptığı önemli değişiklikler Young'ın son yıllarının değişmez bir özelliğiydi. Hayat sigortasıyla ilgili çeşitli yazılar yayımladı. Palladium Insurance Company'de doktor ve müfettiş olarak görevlendirildi. Commission on Weights and Measures ve Board of Longitude'un* sekreteri oldu. 1818'de Denizcilik Almanağı kontrolörü olarak atandı. Almanağın eskiden olduğu gibi sadece denizcilikle ilgili önemli bilgileri sağlaması gerektiğine dair görüşleri, almanağın kendi ihtiyaçlarına da cevap vermesini isteyen zamanın birçok astrononomla ters düşmesine neden oldu. Bu kadar çok çeşitli faaliyetleri olması büyük ölçüde Royal So-ciety'nin dış işler sekreteri olmasıyla alakalıydı. Aynı zamanda eskiden ilgilendiği filolojiye yeniden dönmüştü.

Mısır kalıntılarında bulunan hiyeroglif yazıtların anlamıyla ilgili bilgiler 1300 yıldır kayıptı. On sekizinci yüzyılda yazıtları yorumlamak için yapılan birçok girişim başarısız olmuştu ama en azından bazı karakterlerin sesleri temsil ettiği ve oval bir çizgiyle çevrelenenlerin de özel isim olduğu düşünülmüştü. 1790'da Nil nehri ağzında, hafif hasarlı Rosetta taşının üzerinde hiyeroglif (kutsal), demotik (el yazısı) ve Yunanca karakterlerle rahip buyruğu kayıtlı bir tablet bulundu. Yunanca karakterlerin Mısır yazıtlarını yorumlamak için bir ipucu sağlayabileceğinin de farkına varıldı. Tablet Biritish Museum'da sergiye kondu. Yazıtın bir nüshası tüm Avrupa'daki bilginler arasında dolaştırıldı ama aradan yirmi yıl geçmesine rağmen yorumlama konusunda bir gelişme olmadı. Bu arada Napoleon'un Mısır seferini takiben daha çok hiyeroglif yazıtlar bulundu.

Young 1813'te Rosetta taşı üzerindeki yazıların anlamını çözmeye çalıştı ve ertesi yıl "demotik" ya da yerel, birbirini aralıksız olarak takip eden el yazılarını çevirdi ve bunların hiyerogliften türetildiği sonucuna vardı. Diğer işlerinin yoğunluğundan dolayı bir müddet yazıtlar üstüne çalışamadı ama yaşamının sonuna doğru kayda değer bir ilerleme gösterdi. Meşhur Champollion'un uzman olduğu alanda Young yalnızca yetenekli hir amatördü ama en azından Champollion'u doğru yöne sevk etti. Young hayatının sonlarına doğru, ölümünden kısa bir süre sonra 1830'da yayımlanan Enchorial Egyptian Dictionary (Demotik Mısır Sözlüğü) üzerine çalışıyordu. Bu çalışma Young'ın son yıllarında gerçekleştirdiği bilimsel çalışmalar arasında en dikkate değer olanıydı. Bahsedilmesi gereken bir diğer çalışması da, 1819'da basılan Encyclopaedia britannica'nın dördüncü baskısına yaptığı önemli katkıdır: "Mısır" başlıklı uzun makalesi meşhur oldu. Ayrıca biyografik notların büyük bölümüne de katkısı oldu.

Young hayatının son dönemlerini, her yıl kasım ayından haziran ayına kadar Londra'da, geri kalan kısmını da, bir klinik açmaya çalıştığı ama başarısız olduğu güney kıyısındaki gözde tatil yeri Worthing'de geçiriyordu. 1815'ten sonra Avrupa'da barış sağlanınca birkaç kez Paris'e gitti. 1817'deki ilk ziyaretinde Ara-go, Laplace ve Baron von Humboldt'un da aralarında olduğu pek çok kişiyle tanıştı. Dört yıl sonra, İtalya'yı da dahil ettiği daha geniş bir Avrupa seyahatine çıktı. 1827'de, Volta'nın halefi olarak Academie Royale des Sciences'a sekiz yabancı üyeyi seçmesi içm görevlendirilmesi ona uluslararası bir itibar kazandırdı. Ertesi yıl Paris'e gittiğinde artık yeterince güçlü değildi. Londra'da Welbeck Street'deki evinden çok uzak olmayan Park Square'deki eve taşındı ve 10 Mayıs 1829'da elli altı yaşında kalp hastalığından yaşamını yitirene dek orada kaldı. Farnborough'da, karısı Eliza'nın ailesine ait aile mezarlığına gömüldü. Başarılarının anlatıldığı bir plaket Westminster Abbey'e asıldı.

On the Cohesion of Eluids (Akışkanların Uyumu Üzerine) adlı deneme yazısında, Laplace tarafından ileri sürülmesinden hemen sonra ancak ondan bağımsız olarak kılcallık hareketi kuramını matematiksel olmayan bir dille sundu. Young ayrıca bir cismin kütlesi ve hızının karesinin çarpımı için "enerji" terimini kullanan ilk kişiydi. Esneklik kuramında Young katsayısı olarak bildiğimiz, gerilimi gerinimle ilişkilendiren bir formül önermiş olsa da kendisinden beklenildiği gibi formül tanımı çok belirsizdi. Oluşturduğu gelgit kuramıyla konuyla ilgili o zamana kadarki en iyi açıklamayı getirdi. İşık ve ses kuramına yaptığı katkıların dışında tıp konusunda da birçok yazı yazdı.

Young fizyolojik optiği, Kepler, Descartes, Huygens ve diğerlerinin oluşturdukları altyapı üzerine kuran kişi olarak kabul edilir. Young gözün farklı uzaklıklar için kendini ayarlamasının, göz merceğinin eğriliğindeki değişikliklerden kaynaklandığını kesin olarak ispat eden kişiydi. Gözün işleyişiyle ilgili inceleme yazısında kendisinin de muzdarip olduğu astigmatizmin ilk tarifini ve bu rahatsızlığa ilişkin ölçümleri veriyordu. Aynı yazıda renk körlüğünün de açıklamasını yapıyordu. Fiziksel optik üzerine yazmaya başladığında ışığın dalga kuramı, Newton'un desteklediği parçacık kuramına karşı çok az ilerleme kaydetmişti. Young titreşimin ışına enlemesine uzandığı dalga kuramını geliştirdi ve bu kuramını doğrulayan birçok deneysel sonuç elde etti. Ancak bu çalışmaları, yaşadığı dönemde çok az anlaşıldı. Çok geçmeden Fourier'nin öğrencisi Augustin Fresnel, Young'un fikrinin çok ötesine geçecek, matematiksel olarak daha gelişkin ışığın dalga kuramına katkıda bulunacaktı.