Cabir İbn-i Hayyan (720-813)

Platon'un ''Timaios'' adlı diyalogları dünyanın yaratılış tarihini konu edinir.
Burada tanrının uzayda küçük üçgenler keserek bunlardan ilksel cisimleri, bu öğelerden de gerçek cisimleri, bitkileri, hayvanları ve insanı yarattığı belirtilir. ''Timaios''un başarısı doğuda da batıdaki kadar büyük olmuştur. Örneğin; Cabir İbni Hayyan'ın metalleri dönüştürme öğretisi, tümüyle '' Timaios''un matematiksel atomculuğu üzerine kuruludur.

Cabir Kufe'li bir eczacının oğlu idi ve Cabir'in ailesi daha sonra Kufe'den, Horasan'ın Tus kentine gelip yerleşmişti. Ortaçağ Latin literatüründe ''Geber'' adıyla anılan Cabir hekimlik pratiği yapmışsa da elimize ulaşacak şekilde herhangi bir tıbbi yazısı kaydedilmemiştir. Bazı zehirlerin elde edilmesi ona atfedilmektedir. Cabir, Arap simyasının babası olarak ünlenmiştir.

Cabir simya alanında, özellikle altın ve gümüş yapımıyla ilgilenmiştir. O, cevherlerin hepsinin kükürt içerdiğini, özelliklerindeki farklılıkların, kükürt oranlarındaki farklılıktan ileri geldiğini düşünmüştür.

Cabir'e göre nesneler basit ve bileşik olarak ikiye ayrılır. Bileşik nesneler basit nesnelerin birleşmesinden meydana gelir. Bu nedenle doğada bulunan varlıkların çoğu basitlerin birleşmesi sonucunda oluşmuştur. Birleşik nesnelerin birleşmesiyle ise karmaşık nesneler oluşmuştur.

Cabir'e göre metaller altın, gümüş, kurşun, kalay, bakır, demir ve Çin Demiri (Khar Sini) olmak üzere yedi tanedir. ''Çin Demiri '' parlatılarak ayna yapımında kullanılan bakır-çinko-nikel alaşımıdır. Cabir'in sınıflandırmasına göre civa bir metal olmayıp bir ruhtur. Metalleri oluşturan iki ilke kükürt ve civadır. Bunlar varsayımsal maddeler oup bilinen civa ve kükürtle bir ilişkileri yoktur. Değişik metallerin varoluş sebebi kükürt ile civanın her zaman saf olmaması ve her zaman aynı oranda birleşmemesidir. Eğer bunlar mükemmel saflıkta iseler metallerin en değerlisi olan altın oluşmaktadır.

Sürgün yeri olan Kufe'de ölmüştür. Kurmuş olduğu laboratuar ölümünden 200 yıl sonra harabe halinde bulunmuştur.