Ebubekir El-Razi

İlk kez çiçek ve kızamık hastalıklarının tedavisini sağlayıp kimyayı tıbba uygulamıştır.
Batıda Rhases, Latinlerde ise Albubator diye bilinen Ebubekir Muhammed İbn-i Zekeriya El-Razi büyük hekim ve kimyacı olup ilk kez çiçek ve kızamık hastalıklarının tedavisini sağlayıp kimyayı tıbba uygulamıştır.
El-Razi tıp dışında din bilimi, felsefe, matematik, astronomi ve ''doğa bilimleri'' konularında da yazmıştır. ''Doğa bilimleri'' o zamanlar madde, uzay, zaman, hareket, beslenme, büyüme, çürüme, meteoroloji, optik ve simyayı kapsıyordu. El-Razi'nin simya konusundaki çalışmaları, yüzyılımızın ilk yarısında ortaya çıkarılabilmiş ve O'nun ''Simya Sanatı'nın Kitabı'' adlı eseri bir Hintli prensin kütüphanesinde bulunmuştur. Bu kitap kısmen Cabirle aynı kaynaklara dayanıyorsa da el-Razi'nin bu yapıtı, maddeleri daha iyi sınıflandırması, kimyasal süreç ve aygıtları daha açık tanımlaması bakımından daha göz doldurucudur.
El-Razi sodyum karbonat (soda) ile potasyum karbonat (potas) arasındaki farkı ortaya koymuş, klorür asiti ile nitrat asitinin elde edilmesi için reçeteler vermiş, ''damıtılmış şap suyu'' (ruh el-zac) adını verdiği sülfat asitini bulmuş, karıncaları damıtarak formik asiti (karınca asiti) ilk kez elde etmiştir. Bunların yanısıra kostik sodayı (NaOH) ve gliserini de bulmuştur.
El-Razi yapay yollardan elde ettiği ilaçları insanlara vermeden önce, hayvanlar üzerinde dikkatle denerdi. İşte böylece civa bileşiklerinden bazılarının ilaç olarak kullanılması mümkün oldu. Afyon ve esrardan, gene hayvanlar üzerindeki denemelerinde anestezi için yararlanırdı. O'nun bulmuş olduğu ilaçlardan birinin Fransa'daki adı ''Blanc-Rhasis''dir (Razi Beyazı). El-Razi kimyasal ilaçlara başvurmadan önce, doğrudan doğruya bitkileri doğal halleriyle kullanırdı. Genç hekimlere, beslenmeyi düzenlemek yoluyla tedavi yapılabilecek durumlarda ilaç vermekten kaçınılmasını ve basit ilaçların yettiği yerlerde karışım ilaçların verilmemesini öğütlemiştir.
El-Razi ilk gerçek kimyacılardan biriydi. Yöntemli bir şekilde hazırlanmış deneylerle kimyayı bütün gizemsel sapkınlıklardan, altın yapma iddiasında bulunan simyacılardan, şarlatanlıklardan arındırmış, ona doğa bilimleri arasında, elementler ve onların bileşimleriyle uğraşan bir bilim kimliğini kazandırmıştır.