Hayatı ve Bilime Katkıları

Ebü’l-Kāsım Ubeydullāh b. Abdillâh b. Hurdâzbih (ö. 300/912-13)

Kitâbü’l-mesâlik ve’l-memâlik adlı eseriyle tanınan İslâm coğrafyacısı.

Eserleri günümüze ulaşan İslâm coğrafyacılarının en önemli ilk temsilcisidir. Büyük babası Abbâsîler’in ilk döneminde İslâmiyet’i kabul eden bir Mecûsî’dir; babası ise Halife Me’mûn zamanında (813-833) Taberistan valisi idi. Muhtemelen Horasan’da doğmuş olan İbn Hurdâzbih Bağdat’ta büyüdü ve eğitim gördü; ayrıca İshak el-Mevsılî’den mûsiki dersleri aldı. Önce Cibâl eyaletinin posta ve istihbarat müdürlüğüne, daha sonra aynı teşkilâtın Bağdat ve Sâmerrâ’daki başkanlığına getirildi. Ancak bu memuriyetlere ne zaman tayin edildiği ve ne kadar görev yaptığı bilinmemektedir.

Çok iyi tahsil gören İbn Hurdâzbih, Bağdat eşrafı ve Halife Mu‘temid-Alellah’ın (870-892) yakın dostları arasında yer alıyordu. İçinde bulunduğu çevre ve dolayısıyla ulaşabildiği resmî belgeler eserlerinin güvenilirliğinde etkili olmuştur. Kaynaklardan öğrenildiğine göre İbn Hurdâzbih, coğrafyanın yanı sıra döneminin sosyal hayatını yansıtan hemen bütün konularda çalışma yapmıştır. Bunlar arasında mûsiki ve saray erkânının davranışlarını düzenlemeye yönelik teşrifat kurallarıyla ilgili eserlerin ağırlıkta olduğu anlaşılmaktadır. Mes‘ûdî, İbn Hurdâzbih’i yazıcılıkta önder sıfatıyla tanıtır ve Arap olmayan milletlerle hükümdarları hakkındaki geniş bilgisini övdüğü tarihe dair büyük bir eserinden bahseder; bu, muhtemelen Kitâbü Cemhereti ensâbi’l-Fürs’tür. İbn Hurdâzbih, yalnız ilk müslüman Arap coğrafyacılarından değil aynı zamanda İslâm âleminde kendinden sonra gelen meslektaşlarına yol gösteren tarifli ve tasvirli bir coğrafya eseri ortaya koymuş ilk müellif ve ekol sahibidir. Temsil ettiği Irak ekolünün diğer önemli simaları Ya‘kūbî, Mes‘ûdî, İbnü’l-Fakīh, Hemdânî, İbn Rüste ve Kudâme b. Ca‘fer gibi coğrafyacılardır. Bunlardan ilk üçü “kişver” tasnifini benimsemişler ve Irak’ı Îranşehr olarak anmışlar, diğer üçü ise her ne kadar aynı metodu kullanmışlarsa da daha çok ağırlık verdikleri Mekke’yi Bağdat’a karşı ön planda tutmuşlardır.